20 Mayıs, 2009

Madem Ateşin var,Ne Duruyorsun KaranLıkta..


Ok gibiydi sözcükler

Geceyi göğsünden yaralayan..

Düşerken gecenin kucağından

Kulaklarımda yeniden sesin.

Çığlık çığlığa, öksüz..



16 Mayıs, 2009

En Uzak Mesafe..

''En uzak mesafe;

Ne Afrika’dır,

Ne Çin,

Ne Hindistan,ne seyyareler..

Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan..

En uzak mesafe ;

İki kafa arasındaki mesafedir

Birbirini anlamayan..''

13 Mayıs, 2009

DeLete Yourself



Her şeyin bu kadar basit ve hızlı geliştiği günümüzde, artık bir "tık" ötede her şey.. Yeni bir iş, bir tık ötede.Eski arkadaşlara,hafızamızda silikleşmiş ve silikleşebilecek yüzlere bir parmak hareketiyle ulaşmak mümkün de günümüzde.Bir sevdayı noktalamak...Bir tık ötede.


Serbest ilişkiye sahip olabiliyor, anında evlenebiliyorsun da artık. Ya da yüreğinizden sökemediğiniz şeyleri,ak duvarlara karalanmış izleri bir "tık"la söküp atmak kolay gibi görünebiliyor..Hızlı bir şekilde,birikmiş enkazı parmak gücüyle klavye ile ‘Delete’ tuşu arasında sıkıştırıp ‘Geri dönüşüm kutusu’na postalayıp yok etmek ne kadar mümkün görünse de ,gerçekte silinebilir mi acaba ?..


Ama ilişkilerin tek gecelik olduğu, daha birincil düzeye varamadan solan sıradan ilişkilerin dahi ,dünyamızda bir "tık"la bitmesinin lafı mı olur ? Çöp kutusuna gönderilen, enkazla birlikte bireyin kendisidir oysa..Günü geldiğinde sanal çöp tenekesinden yeniden anka misali dirilmek isteyen de,enkazın bir parçası olan bireyin kendisidir de.Adı üstünde ,‘Geri dönüşüm kutusu’..Bu noktadan sonra ne kadar silkelense de üzerindeki enkazın parçaları ve sinmiş kokularıyla, varolacak ilişkisinin ömrünü zaten daraltacaktır.Gerçi her şeyi hızlı bir şekilde tüketip,sonra yenisiyle fayda maksimizasyonunu tavan yapan da o değilmi?..Süregiden bir döngü..Bu döngüde değişmeyen tek şey kendisi ve optimum istekleridir.


Öyle ki ;artık hava durumuna pararel,daha hızlı değişir oldu kişilerin ilişki durumları.. Bugün balkanlardan gelen agresif tavır dalgası ,K'nın ilişkisinde ,ilerleyen saatlerde karmaşık duruma neden olabilir..Venus’ün hareket etkisiyle birlikte,A'ya ; karşılaşabileceği herhangi birinin kaçamak teklifi ile yarın ilişkiye açık duruma geçebilir ancak ilerleyen günlerde yüksek çelişkili duyguların etkisiyle ilişkisinde bir serbestlik oluşabilir de.(:v.s.Örnekler çoğaltılabilir..
(çevrede sıkça tanık olduğum durumlara gönderme)

10 Mayıs, 2009

Ösym,Kafan iyi mi Senin?!.

Güzel bir pazar günü,bizleri sabah 7’de uyandırıp sınava yetiştirme telaşının nedeni; 1.nesil pc oyunlarından, mayın tarlasını çözdürmek mi olmalı acaba!..

09 Mayıs, 2009

Kurbağa TeoRisi

Toplumsal değişimi anlamaya çalışırken karşıma ilginç bir teori çıkmıştı. Bunu bir çok derste örnek olarak sundum.Hocalarımızı rahatsız etse de.garip bir çelişki. Şimdi de yaşanan son gelişmelerle burada paylaşmak gereği duydum. Teori ;"kurbağa teorisi". Basit bir teori. Şöyle;toplumu oluşturan bireyleri kurbağa olarak düşünürsek ,içinde yaşanılan ortam ve şartların su olduğunu varsayarsak; değişim şöyle gerçekleşir: Önce şartlar oluşturulup ,ortama kurbağa dahil edilir. Bu ortamda etkileşim sonucu durumlar örnekle açıklanabilir.Örneğin: suyu kaynatıp kurbağayı suyla atarsınız. Ancak bu işlem başarısız olur. Kurbağa sıçrar ve kaçar. Teori de en geçerli yol şudur: şartlar yavaş yavaş değiştirilir. Su kaynatılmaya başlanır kısık ateşte ve kurbağa yavaş yavaş pişer ama farkına varmaz.Hareket alanı daralır.Ortamdaki şartların değişmesiyle birlikte bilincini yitirmeye başlar. Bu noktadan sonra ,bu ortamda her istenileni yapmaya mahkum olan kurbağa,yönlendirilmeye de gebedir..

Masalsı yaklaşım;

Her yere konan bir yırtıcı bir kuş dolaşmaya başlamış Anadolunun bağrında. Yıllarca gece yarısı avlanan bu kuş artık gündüz avlanmaya başlamıştır artık. Ve işlerini yapacak AK bir ortam bulur bulmaz başlamış saldırıya.. Önce aydın, bilge kurbağalara saldırmış dalga dalga. Bilge kurbağalar diğerlerine gökyüzünün ne kadar Aydınlık ve güzel olduğunu anlatmak için suyun üzerinde dururlarmış.İlk yakalanan onlar olmuş. Aslında çok önceden belliymiş olacaklar, ‘Evren’in yasalarına bakanlar bunu bilirlermiş. Bilirlermiş ama bile bile dururlarmış suyun yüzünde.. Kurbağaların hayatına girmek,yeni bir ortamda yaşamalarını sağlamak,yönlendirmek için,bilgeliği yok etmekmiş ilk işleri. Sular kaynatılmış suyun üstüne çıkan bilge kurbağalar, her yere konan yırtıcı kuş tarafından yakalanmış. Çıkmaktan korkanlar pişip gitmişler..Yırtıcı tarafından yakalan,farklı bir ortama hapsedilen bilge kurbağalar; "hepimiz her yere konan kuşa zıplasaydık bunlar olmazdı" demişler ama iş işten geçmiş..

Bu masala pararel olarak bu da eklenebilir; Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”

Eklemek istiyorum!; ''Sürekli insanları topladılar,sesimi çıkarmadım,çünkü ben insan???''

Masalın gerçek olma ihtimali de, masalsı gelişmekte..

06 Mayıs, 2009

KeLimeLer Gerçeğin Beceriksiz AvcıLaRı..


Bilemem nasıl başlamalı..Ne demeli..Nasıl etmeli..
Dün gece yoldaydım

Arka koltukta..Ankara’dan dönüyorum.

35 numarada, dimdik, uyuyamadım

Akıp giden arabanın seyrine uyan

Düşlerimi, anlatmak istiyorum sana ..

Geleceğin düşü ne kadar güzel

Ve ne kadar ince

Düşlerim, kıpırdayan, daldan dala konan

Bir serçenin, canlılığını, kıvraklığını

Ve hareketlerindeki karmaşıklığı andırıyordu

Ama bu düşler hayal değil

Olacak ve olması gerekenin beynime yansımasıydı

Bazen en barbar gericiliğin zulmün ve acının

Özgürlük türkülerini dindiremediği

Düşlediğin topraklardayım..

İçimdeki ateşle doğanın o dondurucu soğuğu

Birbirine karşı savaşıyor..

İnceden inceye kulağımda sesin
-Tam bağımsız Türkiye!!

..Bir iç geçiriyorum derindenNedendir bilmem..

403 mercedesin artan hızına uyuyor düşlerim

Bir baskındayım bazen

Elimde dünya gericiliğine kan kusturan

Çocukların sesi..

Kulaklarımda ,Nazım’ın çocuklara seslenişi;
Güzel günler göreceğiz çocuklar..
Motorları mavilere süreceğiz,ışıklı mavilere..
Yaşar Kemal’in kitabına kayıyor gözlerim..

İnce Memed’i düşünüyorum

Kel Abdiyi

Memed’in gün batmadan

Anafartalar’ı aşan kanatlı atını

Hatçeye olan aşkını sonra

Sen geliyorsun aklıma

Seni düşünüyorum Deniz..

Kocaman yüreğini düşünüyorum

İçin için gülüyorum,darağacına alaylı bakışlarını hatırlayınca..
Siyah giysem siyah oluyorum, gözlerimi yumsam kör..Ne desem bilemiyorum..

Çığlık çığlığa sessizliğim..
Kelimeler gerçeğin beceriksiz avcıları..

02 Mayıs, 2009

! Mayıs Bayramı ve KurguLanmış Gündeme DaiR..

KaranLıktan Korkan bir Çocuğu KoLayLıkLa Hoş GörebiLiRiz.. Yaşamdaki AsıL Trajedi ;YetişkinLerin AydınLıktan KorkmasıdıR..
Related Posts with Thumbnails