25 Eylül, 2009

Okunmazsa 'Ziyan OLur..



Bayram arefesi..Bakırköy sokakları güdülen kalabalıkla dolup taşmakta.Vitrinler yeniden aynı oyunu sahnelemekteler.Bütün vitrin camlarında aynı olta ipinden sarkmış,'indirim' yemleri.Kalabalık birbiriyle yarısır halde,daha fazla tüketebilmek ,daha fazla yem koparmak için.Vitrindeki cansız mankanlerin surat ifadesi daha canlı onlarınkinden.Kahkahayla karşılamaktalar onları..Kalabalık zemini silip,akıyor ..tekrar ..tekrar..Aç hayvanların büyük bir kaya parçası üzerine dökülmüş, kaya tuzunu yalamaları gibi vitrinleri yalıyorlar.Yarışırcasına..Hava ıslak.Midem fazla dayanmıyor bu yalanmaya.Elimdeki demli çayın rengini, sigaramın dumanıyla karartıp yudumluyor,hızlıca kalabalıktan sıyrılıyorum..Kendimi adımlarıma bırakıyor,beni götürdükleri yere bırakıyorum..Yürüyorum..

Karşımda ; sembolleşmiş bir tüketim tapınağı.Bütün heybetiyle dikili karşımda..Yanımdaki ses, içeriye girip ; 'bayram' sekeri alması 'gerektiğini söylüyor.Gözlerimi kırpıyor onu izliyorum.Aynı ayin burada da sahneleniyor.Kalabalık yürümüyor,ayakları altındaki merdiven onları yeni bir vitrine taşıyor yeniden.Oltadan oltaya atıyor,donuk bakışlarıyla ,vitrine yapıştırıyor onları.
-Bugün indirim bayramı,daha çok tüketmelisiniz !.. diye haykırıyor, vitrindeki cansız mankenler.Kafamdaki yere biran önce ulaşmak için ben de balıklama atlıyorum ,birkaç kat aşağıya.Bulmam gerekenin bu sahte denizin en derin noktasında olduğunu tahmin ediyorum.Gözüme sokulan etiket ve reklamlardan uzaklaşıyor,bu balçık denizinden kendimi sıyırıyor,elimi attığım rafta haftalardır beklediğim 'bayram' sekerini buluyorum.Adı;Ziyan.Hakan GÜNDAY tarafından armağan edilen bayram hediyesi.Şeker tadında.Şekerin içini hangi meyve ya da bitkiyle doldurmak bana bırakılmış.Yanımdaki sese ben çıkıyorum diyor,uzaklaşıyorum hemen donuk bakışlı ayin sarhoşu bedenlerden;balçık denizinden.

Arabanın kapısını açıyor ve bekliyorum.Oturmamla karıştırmam bir oluyor sayfalarını, bayram şekerimin.Gözüme ilişen ilk cümleler;

-'Beyaz gövdeli zenci köpekleriniz var.Adları da var.Ama onlar birer heykel.Çağırınca gelmiyorlar artık.Cennetin kapısını bekliyorlar.Karla karısık toprağa gömülebilmek için kulakları dik donuyorlar! Öyle bir cennet ki,paslı demirin bile ak sakalı var.Bizi saran tel örgüler beyaz angoradan örülmüş.Havası havlamayı bırakmış,ısırıyor.Beyaz ağzı etimizle dolu.Bu yüzden sessiz bir ayaz var.Saçaklardan sarkan mızrak dişleri ensemize saplanmış.Gazete kağıdı gibi buruşmuş derimizde mor diş izleri,bekliyoruz..Cennetten kovulmayı.Bembeyazız.Soğuk.donmak.Çözülmek.Tekrar donmak.Daha fazla hiçbir şeye gerek yok.Fiilleri çekmeye bile.Herkes kalsın yerinde.....'

Yanımdaki sesin varlığıyla uzaklaştık oradan.’bayram’ tatilini fırsat bilenlerle toplaştık en saklı tarafımıza.

Tanık olunan bu tüketim ayini sonrası ,elimde asla tüketilemeyecek bir bayram hediyesi(şekeri) olduğunu yeniden anladım.Günday’ın bu hediyesi, alındıktan 3 gün sonra okundu bir solukta;en tatlı tarafından ısırılmış,ama üzerine yakılacak sigaranın kalmadığı bir gecede.Isırılan parçaların birçoğu ,buram buram ‘legalized marijuana’ tınılarını tatmama neden olmuş,nikotin dozajı fazlasıyla karşılanmıştı oysa .)

Kİtaptaki askıdan;

— ..Uyku deliksiz olursa,ne kabus ne de zaman geçer içinden.
— ..Duruyorum zamanla birlikte,nöbetteyiz ikimizde.

‘Hatıralarında yaşayanlar, donarak ölürler’

(Okunmazsa ‘Ziyan olacak kitap. Okurunu zaman tünelinin duvarına yapıştıran kitap ayrıca)

8 yorum:

  1. 99 franc diye bir film var,reklamlar,herşeyin tüketim üzerine olduğu ve nasıl satılık olunduğuyla ilgili,bayram öncesi alışveriş bana hep bunu anımsatıyor nedense.
    h.g beni hep şaşırtmayı başarmış bir yazar,zamanın olmadığı yerde geç kalmak yoktur der ve saatleri kırdırır hepimize.

    YanıtlaSil
  2. bir bayram ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.. :)

    YanıtlaSil
  3. ben de bayram hediyesi olarak ziyanı aldım kendime ve askerlik müessesesine yakıştırılan ''si(r)k'' gibi yaklaşımlara tokat gibi indiğini düşünüyorum.

    bayram-tüketim bakış açınızı çok başarılı açıklamışsınız bir solukta okunuyor(:

    keşke daha erken rastlasaymışım bu bloga dedirtti.

    YanıtlaSil
  4. y. ;M.G. şaşırtmaya devam diyo hala.)Bahsettigin filmi hatırlar gibiym..Biryerlerden edinip,izlenir tekrardan.)

    HaYaL MeYaL ;Teşekkür ederim.)

    anna karanina; 'si(r)k' yaklaşımı gercekten yerinde olmuş..Okurken gülmeme neden çok benzer yaklaşımlar da vardı.Cesaretine hayran olmamak elde değil M.G.'nin.)Blogger mekanının adresi ve kapısı mevcut.Tabelada herdaim 'open' yazısı asılı olacak.buralardayız daha(:

    YanıtlaSil
  5. Kurban bayramı hediyeside Kinyas&Kayra olsun sana, benden..
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Merakla bekleidğim Ziya'n'ı başka bekleyenlerin de olduğunu bilmek güzelmiş. 3 gün sanırım her okur için aynı üç günmüş. Bayram süresinde bitti kitap... İçimdeki nefrete, sinire, hislerime tercüman; zeki adam Zakan Günday!

    Kitap hakkında kendi blogumda bir yazı yazacağım, daha çok yorumumu oraya saklıyorum izninle. Ama bir noktada rastlaşmak güzeldi, sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Aşk ve Zehir; kurban bayramında 'Ziyan mod hakim olacak yüksek ihtimalle..Sevgiler..


    Yasemin Şahin; Yazını bekliyor olucam.)

    YanıtlaSil
  8. Kitap raflara düşer düşmez aldım, İmge Kitabevi'ndekiler bir oh çektiler çünkü bıkmışlardı arayıp durmamdan

    Ne kadar ağırdan almaya, "bek elimizde bi bu var" diye kendimi durdurmaya çalışsam da dayanamadım

    Şunu söylemeliyim Asil'le yeniden karşılaşmak şahane geldi.

    Sonuç: Onca bekleme sonrası şöyle 3500 sayfa kitap gelseydi de biraz gözümüz gönlümüz açılsaydı. Bari bir sonraki için bu kadar bekletmese bizi Hakan Günday

    teşekkürler

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails